Titanik, 15 Nisan 1912 tarihinde, Kuzey Atlantik Okyanusu’nda batan ve tarih boyunca en çok konuşulan deniz facialarından biri olmuştur. Gemi, o dönemdeki en büyük ve en lüks yolcu gemisi olarak kabul ediliyordu. Ancak, bu muazzam güzellikteki gemi yalnızca birkaç saat içinde suyun dibine gömüldü ve beraberinde 1,500’den fazla yüreği de alarak tarihe kazındı. Fakat bu trajedinin içerisinde yer alan bir başka çarpıcı gerçek daha var: Gemide yer alması planlanan bir yolcu, aslında Titanik'te olmaması gereken biriydi. İşte o şanssız yolcunun hikayesi…
Richard Belcher isimli yolcu, Titanik’in ilk ve son seferine katılmayı planlayanlardan biriydi. Zamanında gerçekten de büyük bir zenginlik yaşamış olan Belcher, ticari harcamalarla dolu bir yaşam sürmüştü. Ancak insan hayatının ne denli kıymetli olduğu gerçeğiyle yüzleşeceği bir dönem yaklaşıyordu. Richard, Titanik’e binmeden önce bir kaç gün boyunca seyahat için gerekli hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Fakat talihsiz bir kaza sonucu ciddi bir hastalık geçirip hastaneye kaldırıldı. Bu olay, onun gemiye binmesini engelledi. Onun sıradışı hikayesi burada sona ermedi...
Titanik, 10 Nisan 1912’de Southampton’dan hareketle, New York’a ulaşmayı hedefliyordu. Ancak, 15 Nisan sabahında Kuzey Atlantik’in soğuk sularında bir buzdağına çarparak batma ihtimaliyle karşı karşıya kaldı. Richard Belcher, hastaneye kaldırıldığı tarihlerde Titanik’in seferine katılacak olan birçok kişinin trajedisini duydu; 1,500'den fazla insan gemideki su alıkonmalarında bir şekilde hayatını kaybetti. Diğer yandan Richard’ın, Titanik’te olamayışı onun için bir kadın için de şansa dönüşmüştü. Birçok hikaye ile birlikte, onun hayatının kurtulmasına yardımı dokunan bir başka ismiyle karşılaşmaya başladı.
Olaydan yıllar sonra, Richard Belcher efsanesine dönüştüğünde, bir mucize olarak nitelendirilen bu durum, tüm dünyanın dikkatini çekti. Bu trajik olay sırasında yaşadığı şanssızlık, kendisinin bir destan haline gelmesini sağladı. Hemen ardından Richard, yaşamında başka deniz seyahatlerine çıkmayı tercih etti; ancak bu sefer güvenliği her şeyin üstünde tutarak.
Titanik’in yolculuğunun ardındaki sırlar günümüzde hâlâ sürmektedir. Richard Belcher’in hayat hikayesinin, Titanik faciasında bir tesadüf sonucu kurtulan bir samimiyet sembolü haline gelmesi, “şans” ve “hubris” kavramları üzerine derin bir düşünce yolculuğu yaratmıştır.
Sonuç itibarıyla, Titanik faciası tarihin belleklerine kazınan acı bir hüzün. O gece yaşanan kayıpların ve kurtuluşların ardında yatan hikayeler, zamanla insanlığın paylaşımında yeni bir ışık yaratmaya devam etmekte. Hayatının akışında farklı yönler çizebilen belirsiz yolculuklar, Richard Belcher ve onun gibi şanssız veya şanslı yolcular sayesinde, denizlere olan merak ve ilgimizin son sürat artmasını sağlamaya devam edecektir.