Kars Kalesi, tarihi ve doğal güzellikleri ile ünlü olan bir bölge olarak bilinirken, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay bu bölgenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Kars Kalesi’nin eteklerinde çıkan anız yangını, sadece orman örtüsünü değil, aynı zamanda bölgedeki zengin tarihi mirasları da tehdit etti. Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemezken, çevre sakinleri bu tür olayların sıklık kazanmasının ciddi bir tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Yerli halkın ifadelerine göre, yangın anız yakma alışkanlığı nedeniyle başladı. Anız yakmanın, tarım alanlarını temizlemek için eskiden beri uygulanan bir yöntem olduğunu belirten çiftçiler, bu durumun çevreye ve doğaya verdiği zararı yeterince dikkate almadıklarını kabul ediyorlar. Yangının hızla yayılarak Kars Kalesi eteklerine ulaşması ise, bölgedeki hayvanların ve bitkilerin yaşam alanlarını tehdit eder hale geldi.
Kars Kalesi, bölgenin tarihi dokusunu temsil eden önemli bir yapıdır. Yangının bölgedeki tarihi kalıntılara zarar vermesi, çevre uzmanları ve tarihçiler tarafından endişeyle izlenmektedir. Ayrıca, yangının yayılmasıyla birlikte havada oluşan duman, çevredeki yerleşik yaşamı da olumsuz yönde etkileyerek, birçok insanın sağlık sorunları yaşamasına sebep oldu.
Çevre Bilimleri Uzmanı Dr. Meltem Yıldız, yangının doğal hayata verdiği zararı iki ana başlık altında değerlendiriyor. Öncelikle, flora üzerinde meydana gelen hasarın geri dönüşü zor bir süreç olduğunun altını çizerken, aynı zamanda fauna üzerinde de benzer etkilerin görülebileceğini vurguladı. Yangın sonrası yok olan çeşitli bitkiler, bölgenin ekosistem dengesini bozarak, diğer canlıların da yaşam alanlarını tehdit edecek.
Kars Belediyesi ve Orman Genel Müdürlüğü, yangının söndürülmesi için hemen harekete geçti. Ekipler, yangının büyümesini engellemek için bir dizi önlem aldı. Uçak ve helikopter destekli söndürme çalışmaları, yangının kontrol altına alınabilmesi amacıyla gerçekleştirildi. Fakat, yangının başlama nedeninin araştırılması ve bu tür olayların tekrarlanmaması için alınacak önlemler de büyük bir önem taşıyor.
Doğanın bu tür felaketlerden korunabilmesi için öncelikli olarak bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerektiği düşünülüyor. Tarım alanları konusunda alternatif yöntemlerin araştırılması ve uygunsuz anız yakma uygulamalarının yasalarla düzenlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Çiftçilerin, bu konuda eğitilmesi ve çevre dostu uygulamalara yönlendirilmesi ise büyük bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç itibariyle, Kars Kalesi’nin eteklerinde meydana gelen bu anız yangını, hem doğal hayatı yok eden hem de tarihi mirasları tehdit eden bir olay olarak kayıtlara geçti. Çevre koruma mücadelesi toplumun her kesimini kapsayacak şekilde yürütülmediği sürece, bu tür olayların tekrarı kaçınılmaz olacaktır. Tarihimiz ve doğamızın korunması adına, kamu bilincinin artırılması, gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması ve çevre dostu tarım uygulamalarının teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır.