Antalya, kısa sürede büyük hasara yol açan bir dolu felaketiyle sarsıldı. 45 dakika süren şiddetli yağış ve dolu, Türkiye'nin bu gözde tatil beldesinde birçok ailenin hayatını alt üst etti. Ailelerin yaşadığı dram, gözyaşları ve acıyla dolu hikâyelerle dolup taşıyor. Bu doğal afet, sadece maddi kayıplara yol açmakla kalmadı, aynı zamanda sosyal yaşamı da etkiledi. Birçok vatandaş, evlerinin hasar görmesi ve iş yerlerinin kapanması nedeniyle zor günler geçirmekte. İşte Antalya'daki dolu felaketinin perde arkası ve bu süreçte yaşananlar.
Antalya'da yaşanan dolu felaketi, özellikle kış aylarının sona erdiği bahar mevsiminde beklenmedik bir şekilde ortaya çıktı. Yerel halk, 14 Ekim sabahı aniden gökyüzünde beliren karanlık bulutlarla panik içinde evlerine sığındı. Kısa bir süre içinde yağmaya başlayan dolu, adeta bir kıyamet sahnesi yarattı. Dolu taneleri, çoğu zaman golf topu büyüklüğünde yere düşerek, araçların camlarını kırdı, evlerin çatısını delip geçerek içeri su girmesine neden oldu. Özellikle tarım alanlarında ciddi hasar meydana geldi. Üreticiler, henüz yeni bir ürün mevsimine hazırlık yaparken, dolu dolu olan tarlaları bir daha kullanılamaz hale geldi.
Dolu felaketinin yarattığı yıkım karşısında vatandaşların yaşadığı duygusal çöküş, medyaya yansıyan bireysel hikâyelerinde net bir şekilde görülüyor. Alevi, 56 yaşında bir çiftçi, “Tam buğdayı hasat edecektim, aniden bir gürültü ile her şeyim yok oldu,” diyerek gözyaşlarını tutamadı. Diğer bir vatandaş ise, “Evimin camları kırıldı, tavanım sular altında kaldı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Devletin yardımını bekliyorum,” dedi. Ayrıca birçok insan, sosyal medya üzerinden yaşadıkları felaketi paylaşarak, destek çağrısında bulundu. Bu durum, Antalya halkının dayanışma içinde nasıl hareket ettiğini de gözler önüne seriyor.
Birleşmiş Milletler’in değerlendirildiği verilere göre, iklim değişikliğinin tarım üzerinde yaşanabilecek doğal afetlere neden olduğu, Antalya’nın bu tür olaylardan en çok etkilenen yerlerden biri olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, yaşanan dolu felaketinin gelecekteki iklim krizinin bir yansıması olduğuna vurgu yaparak, bu tür olayların sıklaşacağının altını çiziyor. Antalya’daki dolu felaketi, sadece anlık bir olay değil, aynı zamanda toplumda uzun vadeli etkiler bırakacak bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, Antalya’daki bu talihsiz olay, birçok insanın yaşamını alt üst etti, işlerini kaybetmelerine ve can güvenliğinin tehlikeye girmesine neden oldu. Yetkililer, kısa süre içinde hasar tespit çalışmalarına başladıklarını belirtirken, bölge sakinleri de devletin bu noktada atacağı adımları sabırsızlıkla bekliyor. Yaşanan bu felakette, dostluk ve yardımlaşma duygusunun ön plana çıkması, Antalya halkının dayanışma ruhunu bir kez daha gösterdi. Şu an için en önemli mesele, dolunun bıraktığı yıkımın en kısa zamanda onarılması ve mağduriyetlerin giderilmesi.