Son yıllarda dikkat çekici bir artış gösteren akran şiddeti, Türkiye’nin başkenti Ankara’da da alarm veriyor. Okul ortamlarında meydana gelen bu tür olaylar, sadece fiziksel şiddetle sınırlı kalmayıp, psikolojik etkileriyle de gençlerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Bu durum, veliler, öğretmenler ve eğitimciler arasında derin bir endişe yaratıyor. Peki, akran şiddetinin sebepleri neler? Bu sorunla nasıl başa çıkabiliriz? Ayrıntılı bir şekilde incelemeye alalım.
Akran şiddeti, genellikle aynı yaş grubundaki bireyler arasında meydana gelen, fiziksel, duygusal veya sosyal nitelikteki zarar verici davranışlar olarak tanımlanıyor. Bu büyük sorun, günümüzde sadece fiziksel dayakla sınırlı kalmayıp, siber zorbalık, dışlama, aşağılama gibi çeşitli biçimlerde kendini gösteriyor. Taraflar, mağdur olan gençlerin duygusal ve psikolojik sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilir. Anketler ve araştırmalar, akran şiddetinin, özellikle ergenlik dönemindeki gençler arasında yaygın bir sorun olduğuna işaret ediyor.
Ankara'da yapılan son araştırmalara göre, il genelindeki öğrencilerin %30’undan fazlası, yaşamları boyunca en az bir kez akran şiddetine maruz kaldığını ifade etti. Bunun çeşitli sebepleri var. Öncelikle, iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi ve sosyal medya platformlarının yaygın kullanımı, siber zorbalık olaylarının artmasına neden oluyor. Gençler, sosyal medya üzerinden birbirlerine hakaret edebilmekte, alay edebilmekte ve dışlayabilmektedir. Bu durum, geleneksel akran şiddetinin yerini alan yeni bir tehdit haline geliyor.
Bir diğer önemli etken ise aile dinamikleri. Aile içindeki şiddet, istismar ve olumsuz iletişim biçimleri, çocukların davranışlarını doğrudan etkiliyor. Çocuklar, evde maruz kaldıkları olumsuz davranışları dışarıda başkalarına yansıtabiliyor. Bunun yanı sıra, eğitim sisteminin yetersizliği, öğretmenlerin ve yöneticilerin şiddet konusundaki duyarsızlığı da sorunu besleyen etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, arkadaş gruplarının etkisi de büyük. Gençler, kendi grup dinamiklerinde kabul görmek için zorbalık yapabileceklerini düşünebilirler. Bu durumda, hedef alınan bireyler daha da güçsüz hissetmekte ve kendilerini korumaktan aciz hale gelmektedirler. Bu döngü, zamanla çocukların ruh sağlığını tehdit eden severe etkiler doğuruyor; depresyon, kaygı bozukluğu gibi durumlar ortaya çıkabiliyor.
Akran şiddeti ile başa çıkmak için farkındalığın artırılması ve etkili politikaların geliştirilmesi şart. Okullarda iletişim becerileri üzerine eğitimler verilmesi, öğrencilerin birbirlerine karşı daha anlayışlı ve empatik olmalarını sağlayabilir. Ayrıca, velilere yönelik seminerler düzenlenerek, aile içindeki iletişimin güçlendirilmesi sağlanabilir. Gençlerin psikolojik destek alması da akran şiddetiyle mücadelede önemli bir rol oynar. Uzmanlar, akran zorbalığına uğrayan gençlerin bireysel terapiler ve grup terapileri ile desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.
Bunun yanı sıra, sosyal medyanın da etkili bir şekilde kullanılarak farkındalık kampanyaları düzenlenmesi gerekmektedir. Gençler, sosyal medya üzerinden pozitif mesajlar ve destek grupları oluşturarak, birbirlerinin yanında olabilirler. Şiddet içermeyen bir iletişim ortamı yaratılması, akran şiddeti probleminin azalmasına katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Ankara'da artan akran şiddeti, toplumsal bir sorun olarak tüm paydaşların dikkatini gerektiriyor. Eğitim sisteminin yenilenmesi, aile ilişkilerrinin güçlendirilmesi ve etkili farkındalık programlarının oluşturulması şart. Herkesin üzerine düşeni yapması, sağlıklı bir nesil için büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, gelecek nesillerin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yetişmesi, toplum olarak hepimizin sorumluğundadır. Sosyal dayanışma ve iş birliği ile bu sorunla mücadele etmek mümkün!