Avrupa Birliği (AB), enerji ihtiyacını karşılamak için bağımlı olduğu gaz ithalatında son dönemlerde kayda değer bir sabitlik sergiliyor. Özellikle, Rusya'nın Ukrayna'ya gerçekleştirdiği saldırı sonrası enerji güvenliği konusundaki endişeler, AB'nin enerji politikaları üzerindeki baskıyı artırdı. Ancak, alınan tedbirler ve yeni tedarik kaynaklarına yapılan yatırımlar, AB'nin gaz ithalatını dengede tutmasına olanak sağladı. Bu yazıda, AB'nin gaz ithalatındaki bu durumu derinlemesine inceleyerek, hem mevcut durumu hem de gelecekteki olası senaryoları değerlendiriyoruz.
Öncelikle, AB'nin gaz ihtiyacının büyük bir kısmı dış kaynaklardan sağlanmaktadır. Üye ülkeler, enerji güvenliği sağlamak adına çeşitli stratejiler geliştirmiştir. 2023 itibarıyla incelendiğinde, Avrupa'nın toplam gaz tüketiminin yaklaşık %70'inin ithalat yoluyla karşılandığı görülüyor. Bu durum, enerji bağımlılığının azaltılmasını hedefleyen politikaların daha da önemli hale gelmesine yol açtı. Özellikle Rusya'dan yapılan ithalat, geride bıraktığımız yıl yapılan ambargolar nedeniyle zora girmişti, fakat bunun sonucunda başka ülkelerden, özellikle Norveç, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve bazı Orta Doğu ülkelerinden yeni tedarik kaynakları bulunmuş ve bu kaynaklarla yapılan anlaşmalar arttırılmıştır.
AB’nin gaz ithalatındaki sabitliği, aynı zamanda farklı ülkelerle yapılan yeni anlaşmaların ve LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) terminal yatırımlarının artmasıyla da bağlıdır. 2023 yılında Avrupa, LNG ithalatında önemli bir artış kaydetti. Özellikle ABD, Avrupa'nın yeni gaz tedarikçileri arasında önemli bir yer aldı. Bu, sıvılaştırılmış doğalgazın taşınmasının avantajları sayesinde, enerji arzını çeşitlendirme ve piyasalardaki fiyat dalgalanmalarından daha az etkilenme fırsatı sundu. Ayrıca, Norveç gibi bazı geleneksel tedarikçilerle olan ilişkiler de güçlendirildi. Bu durum, AB'nin enerji güvenliğini artırması açısından kritik bir adımdı.
Bunların yanı sıra, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye geçiş gibi uzun vadeli hedefler, AB’nin gaz ihtiyacını azaltmasına ve dolayısıyla ithalat seviyelerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olmuştur. Yenilenebilir enerji kaynaklarının artmasıyla birlikte, fosil yakıtların payı giderek azalıyor. Ancak bu geçişin yavaşlığını göz önünde bulundurmak önemlidir; çünkü enerji talebinin büyümesi, alternatif kaynakların henüz yeterince gelişmemiş olmasından dolayı, gaz kullanımını devam ettirmeyi zorunlu kılıyor.
Sonuç olarak, Avrupa Birliği'nin gaz ithalatında sabitliğin sağlanması, yalnızca mevcut yılda değil, gelecekte de kritik bir konu olmaya devam edecek. Avrupa'nın enerji bağımlılığını azaltma hedefleri, dış kaynaklarla yapılan tedarik anlaşmaları ve yenilenebilir enerji yatırımları ile desteklenmektedir. Yine de, jeopolitik gerginlikler ve global enerji piyasalarının dinamikleri, bu konuda belirleyici rol oynamaya devam edecektir. Dolayısıyla, Avrupa Birliği, hem gaz ithalatında istikrar sağlamak hem de gelecekteki enerji ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli stratejiler geliştirmeye devam edecektir.