İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginlikleri, geçmiş ile geleceği birleştiren mekanlarla dolu. Ancak bu zenginliklerin içinde, sıradan gibi görünen ama derin bir hikaye barındıran bir dükkan var ki, tam 58 yıldır hayatın akışına ve zamanın durmaması için hizmet veriyor. 20 metrekarelik bu dükkan, sadece bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda zamanın nasıl geçip gittiğini gözlemleyen ve bu süreçte hayatlarına dokunan binlerce insana ev sahipliği yapıyor. Zamanın akışına karşı koyamayan bu dükkanın sahibi, tezgâhının ardında her gün, geçmişin izlerini taşıyan bir öykü yazıyor.
58 yıl boyunca çeşitli nesillerin ziyaret ettiği bu dükkan, aslında bir zaman yolculuğu. Dükkan sahibi, çocuk yaşlarda başladığı bu serüvende, aile geleneğini sürdürmekte kararlı. Yıllar boyunca gelen müşterilerin yüzlerinde gördüğü değişimler, ona hayatın ne denli hızlı aktığını gösteriyor. Dükkanın her köşesinde bulunmayan bir nostalji hissi hâkim; raflar dolusu saat, saat mekanizmaları ve eski döngüler, zamanın nasıl geçtiğini anımsatıyor. Bu dükkan, sadece bir saat tamiri yeri değil, aynı zamanda zamanın akışının yavaşladığı bir an durak noktası.
Dükkan sahibi, kendisini zamanın kaynağı olarak görmüyor, tam aksine, zamanın geçişini sağlamak için kendini adayan bir insan olarak konumlandırıyor. Her bir saatin bir hikayesi var; ailelerden kalma antika parçalar, hayatın kesitlerini temsil ediyor. Müşterileri dükkanına gelen yaşlı amcalar ve teyzeler, eski zamanları yad ederken, genç kuşaklar ise zamanın bazen ne kadar kıymetli olduğunu hatırlıyor. Burası, sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda zamanın ne kadar değerli olduğunu öğreten bir okul.
Dükkan sahibi, her saati, her parçayı ince bir titizlikle onarıyor. Yıllar içinde edindiği deneyim, ona yalnızca bir zanaatkar olarak değil, aynı zamanda bir hikaye anlatıcısı olarak da bir kimlik kazandırmış. Son derece dikkatli bir bakım ve bakım süreci, geçmişin nesnelerine yeniden hayat verme isteğiyle birleşiyor. Zamanın akışını değiştiremeyeceğini kabul ederek, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve bunun da yanı sıra geleceğe miras bırakmanın heyecanını yaşıyor. Her gün, geçmişin bir parçasının geleceğe taşınmasına katkıda bulunduğunu bilmek, onu motive eden unsurlardan biri.
Tezgahında çalışırken yüzünde oluşan güler yüz, dükkanın sıcak atmosferinin önemli bir parçası. Müşterileri ile kurduğu bağ, sadece parasal bir alışverişin ötesine geçiyor; burada bir arkadaşlık, bir dayanışma oluşuyor. Zamanın geçmesini engelleyemeyeceği olduğu gibi, insanların da sevdiklerini kaybetmek istemedikleri gerçeği ile yüzleşiyor. Ama bu dükkan, kaybedilenleri anma ve hatırlama vurgusunu yaşıyor; burası, yalnızca bir dükkân değil, aynı zamanda duyguların ve anıların cisimleştiği bir alan haline geliyor.
58 yıldır, geçirdiği her günde dükkanında onlarca saat ile birlikte geçmişe dair birçok anıya ev sahipliği yapıyor. Yirminci metrekarelik bir alanda geçen bu hayat, milyonlarca hikayeyi içinde barındırıyor. Sonuç olarak, bu dükkan, zamanla yarışan bir ustasıyla onu ziyaret eden insanlara hayatın ne kadar değerli olduğunu anlatan bir mekan haline dönüşüyor. Zamanın değerini bilmek, belki de hayatın kendisiyle kurduğumuz en büyük bağ.
58 yıllık bu serüvene tanıklık etmek, yalnızca bir dükkanda zamanın nasıl geçtiğini görmek değil, aynı zamanda insanlığın zamana karşı olan mücadelesini de gözlemlemek anlamına geliyor. Herkesin içinde bulduğu bir parça; zamanın durmaması için çalışan bu dükkan, hem geçmişin hem de geleceğin buluşma noktası oluyor. Zamanın ne denli kıymetli olduğunu hatırlatan bu dükkan, uzun yıllar boyunca daha nice anıya ev sahipliği yapmaya devam edecek.